
Serinleyen hava; damarların daralmasına, kan basıncının yükselmesine ve kolesterol seviyelerinin artmasına yol açabiliyor. Uzmanlar, havanın soğumasıyla kalbin iş yükünün arttığına dikkati çekerek, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve rutin kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.
İSTANBUL (İGFA) – Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, serin havada tempolu yürüyüşler yapmak, sofrayı mevsime uygun sebze ve meyvelerle renklendirmek, gribin kalbe bindireceği yükü önleyebilecek grip aşısını olmak ve porsiyon kontrolünü gözetmenin çok kıymetli olduğunu söyledi.
“Sonbaharı bir tehdit değil, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmak için bir fırsat olarak görmeliyiz” diyen Prof. Dr. Koylan, kalbe yapılan her küçük yatırım, uzun vadede sağlıklı ve kaliteli bir yaşam olarak geri döneceğini kaydetti.
TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ GRİP AŞISINI ÖNERİYOR
Soğuk havalarla birlikte grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarının arttığına dikkat çeken Koylan, “Grip gibi hastalıklar vücutta ciddi bir iltihaplanma oluşturur ve bu durum özellikle mevcut bir kalp rahatsızlığı olan kişilerde kalp krizi veya felç riskini önemli ölçüde tetikler. Bu tehlikeye karşı ise en etkili kalkan aşıdır. Türk Kardiyoloji Derneği’nin de aralarında bulunduğu dünya genelindeki sağlık otoriteleri, kalp hastalarının her sonbahar grip aşısı olmasını şiddetle tavsiye eder. Grip aşısı olmak sadece gripten korunmayı değil, aynı zamanda gribin kalbe yükleyebileceği ağır yükten korunmayı da sağlar” diye konuştu.
HAFTADA EN AZ İKİ PORSİYON BALIK TÜKETİLMELİ
Yazın hafifliğinin ardından gelen sonbaharın doyurucu ve sıcak yemeklerini doğru tercihlerle kalp sağlığı için bir avantaja çevirebiliriz diyen Prof. Dr. Koylan, “Balkabağı ve tatlı patates potasyum ve lif açısından oldukça zengin besinlerdir. Amerikan Kalp Derneği, potasyumun kan basıncını dengelemede sodyumun olumsuz etkilerini azalttığını, lifin ise kötü kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olduğunu vurguluyor. Sonbahar aynı zamanda palamut ve lüfer gibi yağlı balıkların en lezzetli olduğu dönemdir. Bu balıkların içerdiği omega-3 yağ asitleri trigliserit seviyelerini düşürür, damar plak oluşumunu yavaşlatır ve kan basıncını düzenleyerek kalp sağlığını destekler. Bu nedenle haftada en az iki porsiyon yağlı balık tüketilmesi önerilir. Ayrıca mevsimin taze meyveleri nar, elma ve armut; antioksidanlar ve flavonoidler açısından zengindir. Özellikle narın damar sağlığını koruyucu etkilerini gösteren çok sayıda bilimsel çalışma mevcut” dedi.
Bunaltıcı sıcakların geride kalmasının egzersiz için mükemmel bir fırsat sunduğunu ifade eden Koylan, “Düzenli fiziksel aktivite kalp kasını güçlendirir, kan dolaşımını iyileştirir ve stresi azaltır. Sararmış yaprakların üzerinde, serin ve temiz havada yapılacak 30 dakikalık bir yürüyüş hem ruhu hem de kalbi besler. Bu, kan basıncını ve kolesterolü düzenlemenin en kolay yollarından biridir. Yağmurlu ve soğuk günlerde de internet üzerinden ulaşılabilen yoga, pilates veya düşük etkili kardiyo videoları sayesinde ev konforunda da aktif kalmak mümkün yeter ki istikrarını koruyun” dedi.
D VİTAMİNİ TAKVİYESİ GEREKEBİLİR
Güneş ışınlarının azalmasıyla birlikte vücuttaki D vitamini üretiminin de azaldığını belirten Koylan, “Araştırmalar, D vitamini eksikliğinin yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve diğer kardiyovasküler hastalık riskleriyle ilişkili olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle öncelikle bir kan tahlili ile D vitamini seviyesini öğrenmek ardından doktor önerisiyle takviye kullanmak kalp sağlığı açısından fark yaratabilir. Bunun yanında somon gibi yağlı balıklar, yumurta sarısı ve D vitamini ile zenginleştirilmiş süt ürünlerini beslenme planınıza ekleyebilirsiniz. Ayrıca güneşli günlerde öğle saatlerinde 15-20 dakika yüzünüzü ve kollarınızı güneşe göstermeyi de ihmal etmeyin” dedi.